Balon internet başarılı olabilecek mi?
Google’ın semanı binlerce balonla donatıp herkese internet sunma projesi ile ilgili her şey!
Google, balon projesi Project Loon‘u Temmuz’da ilk duyurduğunda bunun şirketin ustaca hazırladığı 1 Nisan şakalarından biri olup olmadığını ciddi ciddi düşünmüş, tarihi kontrol etmek için takvimimize bakmıştık.
Semanda dolaşan binlerce birbirinden haberdar balon, kulağa fazlasıyla uçuk geliyordu. Bu balonlardan aşağıya, internetsiz bölgelere internet gönderilmesi daha da çılgınca bir fikirdi. Ancak her ne kadar çılgın olursa olsun fikrin hala uygulanabilirliği var. En azından küçük ölçekte yapılan bir takım testler, Google’ın balon fikrinin çalıştığını ve sahiden de işe yarayabileceğini gösterdi.
Dünyayı internete bağlamak
Google, dünyanın değişik bölgelerinde 5 ile 6 milyar arasında insanın internete ulaşamadığını düşünüyor. İrtibattan yoksun kalmanın nedenleri değişebiliyor. Bazen buna neden yoksulluk iken, bazen altyapının eksikliği veya her ikisi ansızın kapı aralayabiliyor.
Google, Project Loon ile eğitimsiz çocukları eğitmeyi, doktorları yolculuk yapamayan hastaların ayağına getirmeyi ve rençperlerin işine yarayacak hava vaziyeti bilgileri sunmayı tasarılıyor.
Loon takımına göre okuma yazma bilmeme, hastalıklar ve kıtlık, yükseklerde uçan, yalnızca teleskoplarla görünebilen Wi-Fi balonlarıyla çözülebilecek. Google’dan Richard DeVaul, kullandıkları materyallerin son derece ucuz olduğunu söylüyor. “Balonlarda kullanılan plastik, alışveriş torbalarından çok farklı değil. Elektronik parçalar ise tüketici elektronikleriyle hemen hemen aynı. Bu, dünyayı internete bağlamanın fiyat itibariyle en tesirli yollarından bir tanesi.”
Project Loon nedir?
Balonun kendisi natürel olarak çok da kolay bileşenlerden oluşmuyor. Bu dev yapı, 15 metre genişliğinde ve alışveriş torbalarından yalnızca 3 kat daha kalın polietilenden oluyor. Bu kalınlık, balonun yüksekteki basınca dayanmasını ve patlamasını engelliyor.
Her balonun içinde Linux tabanlı mini bir bilgisayar bulunuyor. Bu bilgisayarların üzerinde Wi-Fi bileşenleri ve antenleri, GPS, sıcaklık sensörü dahil çeşitli hareket sensörleri bulunuyor. Toplanan tüm bilgiler, yerdeki Google Komut Merkezi’ne gönderiliyor. Balonlar bu merkezden belirli bir derecede kontrol edilebiliyorlar.
Balon 20 kilometre’ye tırmandığında yükselişini bitirmiş oluyor. Google, sinyallerin balonlardan hanelere veya iş yerlerine kurulan özel antenlere aktarıldığını söylüyor.
“İnternet anteni, alıştığımız router’a bağlanıyor. Balonlar üzerinden mesajlan web trafiği, yer üzerinden halihazırda varolan internet altyapısına (fiber kablolara veya mahalli iletişim partnerlerine mesajlıyor.”
Balon, anten ve yerel hizmet sağlayıcı üçlüsü bitirdiğinde her balon, teorik olarak 19 km’lik bir yarıçapta internet irtibatı sağlayabiliyor. Birkaç bin balonun semana gönderilmesi ve antenlerin birkaç evin üzerine kurulması ise herkesin internete ulaşması demek!
Balon ağı
Peki helyum dolu balonlar, nasıl olacak da uçup farklı yerlere sürüklenmeyecekler? Onları kontrol edemiyorsak, kesintisiz bir internet irtibatını nasıl sağlayacağız?
Google, Loon balonlarının yeryüzünden yönlendirilebildiğini söylüyor. Balonlar stratosferik yüksekliklerde uçtuklarından (uçaklardan iki kat daha yüksekte, başka bir deyişle kaza rizikosu yok), bu yükseklikte rüzgarların istikameti daha spesifik. Loon’da kullanılan Google’ın geliştirdiği güneş enerjili bir pompa sayesinde balon, yerden şişirip söndürülebiliyor. Google, balonların yüksekliğini, ne kadar hızlı yükselip düşeceğini ayarlayabildiğini söylüyor. Balonların yolculuğu, farklı yüksekliklerde farklı istikametlerden esen rüzgarlar sayesinde gerçekleşiyor.
Yelkenlilere benzeyen balonlar, Google’a göre 100 gün havada kalabiliyorlar. Mesailerini bitiren balonlar, dünya üzerindeki kurtarma bölgelerine yönlendirilerek değiştiriliyor.
Balonların her biri, diğeriyle iletişim kurabiliyor. Bu şekilde aralarındaki mesafeyi savunurken dünya üzerindeki turlarını gerçekleştirebiliyorlar. Böylelikle yeryüzünde her vakit en az bir balonun kapsama alanında kalıyorsunuz.
Balon sürüsünü düzgün bir biçimde sıralamak ve aradaki boşlukları ayarlamak olası oluyor mu? Bu meselenin yanıtı evet. Bunun yapılıyor olabilmesi, projeyi imkanlı kılan en ehemmiyetli nedenlerden.
Balonunuzu patlatmak gibi olmasın fakat…
Google’ın anlatımlarını dinlediğinizde bu sıradışı fikrin akla gayet yatkın olduğunu düşünüyor, gerçeğe dönüşmeye çok yakın olduğuna inanıyorsunuz. Peki Google X Labs’ten fırlayan bu fikir, sahiden de hayata geçirilebilir mi?
Balon kaptanı ve havacılık mühendisi Per Lindstrand‘nin yanıtı net: “Hayır“.
Google’la konuştuğunu söyleyen bir başka balon kaptanı Sir Richard Branson, fikirlerinin zaman kaybı olduğunu söylediğini ancak şirketin kendisini dinlemediğini iletiyor. “Balonlar patlarlar. Bu yükseklikteki rüzgarların hızı 120 knot’a ulaşabilir (222 km/saat), bu yüzden orada bir dakika dahi kalamayabilirler”.
Ancak Google, balonlarının içerisindeki özel yönlendirme sistemi sayesinde onları 100 gün havada asılı tutabildiğini söylüyor.
Bir başka balon kaptanı ise “bunu önceden kimsenin yapamadığını” söylüyor ve ilave ediyor: “Bir helyum balonu normalde sadece 3-4 gün havada asılı kalabilir. Dünya üzerine bu kadar çok balonu bir anda yollarsanız, er veyahut geç onları kuzey veya güney kutuptan toplamak zorunda kalırsınız. Belirli bir konumda kalmayacaklardır.”
“Durmalarını istiyorsanız, bir zeplini veya enerji kaynağı olarak güneşi veya yakıt hücrelerinikullanabilirsiniz. Bu işi yapmanın yolu budur.”
Hava alanını boş bırakın
Şimdi ne olacak?